The post HAMİLELİK DÖNEMİNDE KAŞINTILARI DİKKATE ALIN appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>Gebelikte cilt temizliği ve vücut bakımına özen göstermek her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Çeşitli cilt problemlerinin yanı sıra vücudun farklı bölgelerindeki kaşıntılar önemli hastalıklara işaret edebileceği için dikkatle takip edilmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Tuğba Türe, gebelikte günlük cilt ve vücut bakımı hakkında bilgi verdi.
Gün aşırı, ılık ve kısa süreli duşlar alınmalı
Gebelik döneminde gün aşırı banyo yapılmalı; ılık ve kısa süreli duşlar alınmalıdır. Duş jelleri yerine doğal kalıp sabunlar tercih edilmelidir. Çok buharlı ve çok sıcak banyolar önerilmemektedir. Banyo sonrasında kimyasal içeriği az, doktor önerisiyle ya da gebelik için özel olan nemlendiriciler kullanılmalıdır. Amaç derinin neminin fazla tutulması ve deri kalitesinin yükseltilmesidir. Kişisel önlemler dış etmenlere karşı direnci artırmaktadır.
Gebelik dönemi egzamaların önüne geçmek için…
Gebeliğin egzamayı artırıcı etkisi vardır. Özellikle atopik ve alerjik cildi olanlar daha da hassaslaşır. Mevcut egzamaların ise artma riski vardır. Egzamaların önüne geçmek için de cildin nem kapasitesi artırılmalıdır. Özellikle bol su, sebze ve meyve tüketmek önemlidir. Ayrıca ıslak mendil ve antibakteriyel sabunların kullanımı azaltılmalıdır. Vücuda sürülen ürünlerin daha az kimyasal içeren ürünlerden tercih edilmesi gereklidir.
Sedef belirtileri varsa hemen doktora gidilmeli
Gebelik, sedef hastalarında artışa sebep olabilir. Sedef hastalarının özellikle gebelikte görülen bir tipi vardır. Bu hastalık gözlenirse ciddi bir tablodur. Yüksek ateş, genel klinik durumunda bozulma, sedefe benzemeyen sivilcemsi lezyonlar gözükür. Bu durumda hemen doktora başvurulmalıdır.
İlk gebeliklerde 35. haftadan sonra kaşıntı görülebilir
Gebelikte sık görülen cilt rahatsızlıklarından biri ürtikeryal döküntüdür. Bu hastalık genellikle ilk gebeliklerde görülmektedir. 35. haftadan sonra ortaya çıkar. Göbek çevresinden başlayan kaşıntı, özellikle çatlama alanlarına yerleşen kaşıntı ve kırmızı ürtikeryal adı verilen şişliklerle başlar. Şiddetli kaşıntılar olabilir. Nedeni tam olarak bilinmese de derinin gerginleşmesine bağlı olarak ortaya çıktığı rahmin edilmektedir. Genellikle anne adayını kaşıntı açısından rahatlatacak bazı önlemler alınır. Çocuğa hiçbir zararı olmaz ancak anne çok sıkıntıya girerse erken doğum kararı alınabilir. Bu kaşıntılar, doğumdan sonra kendiliğinden geçer.
Kaşınan gebelere kan testi şart
Gebelikteki tüm kaşıntılar dikkate alınmalıdır. Gebelik kaşıntıları cildin atopik yapısı olması, alerjik olayların daha çok gelişmesi ve stresle alakası olabilir. Özellikle 20. haftadan sonra bebeğin büyümesi ve safra yollarına baskı yapmasıyla oluşabilecek kolestaz denilen tabloların ilk belirtisi de kaşıntıdır. Bu nedenle kaşınan bir gebeye mutlaka kan testi yapılmalıdır. Burada safra enzimlerine, karaciğer enzimlerine, safra yollarına ve tiroid hormonlarına bakılır. Eğer kaşıntı, safra yollarındaki tıkanıklıktan kaynaklanıyor ise tedavi edilebilir ve gebelik sağlıklı bir şekilde sürdürülebilir. Değilse hem bebek hem anne için ciddi sonuçlara yol açabilir.
Lohusa döneminde artan terleme lekeye dönüşmesin
Lohusa döneminde olan terleme doğaldır. Bu dönemde, koltuk altı ve kasıktaki terleme azalır; genel vücut terlemesi artar. Çok kokulu bir terleme değildir. Terleme vücudumuzda bulunan bir mantardan kaynaklanmaktadır. Bu mantar, her insanın kendine özgüdür. Kimseden kimseye bulaşmaz. Lohusalık döneminde çok fazla terlendiği için derinin ısı ve nemi artar. Normalde vücudumuzda bulunan bu mantarlarda artış olur. Özellikle göğüste, sırtta, omuzda ve boyunda kırmızı kahverengi lekeler görülebilir. Bunlar fark edilip hekime başvurulduğunda kolaylıkla tedavi edilebilir. Tedavi edilmez üstüne bir de güneş görürse bunlar beyaz lekelere dönüşür. Lekeli görüntü, 6-12 ay sürebilir. Bu nedenle anne adaylarının terlediğinde hemen kısa bir duş alıp, kurulanması gerekmektedir.
The post HAMİLELİK DÖNEMİNDE KAŞINTILARI DİKKATE ALIN appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post ANNE ADAYLARI DİKKAT appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>Bakımlı ve güzel bir anne adayı olmak elinizde
İşte bebelik döneminde bakımlı ve güzel görünmek için yapmanız gerekenler…
Cilt lekeleri, saç dökülmesi ve vücudun pek çok bölgesinde oluşabilen çatlaklar anne adaylarının hem psikolojik hem de fiziksel olarak zor bir süreç yaşamasına neden olabiliyor.
Lotus Dermatoloji’den Uz. Dr. Tuğba Türe, gebelik döneminde görülen cilt problemleri hakkında bilgi verdi.
Gebeler mutlaka güneş kremi kullanmalı
Gebelik süresince hormonal etkiler, bağışıklık sistemindeki değişiklikler, kilo alımı ve derideki gerginliğe bağlı olarak cilt sağlığı etkilenebilir. Ciltteki değişiklikler 3 grupta toplanmaktadır: Deri üzerindeki fizyolojik değişiklikler, gebeliğin var olan deri hastalıklarına etkisi ve tamamen gebelikle ortaya çıkan deri hastalıklarıdır. Gebelerde en sık görülen fizyolojik deri değişiklikleridir. Bunların önemli bir kısmı gebelik sonrası kaybolur ve normale döner. Bir kısmı ise eğer dikkat edilmezse kalıcı olabilir.
Bu dönemde babet giymek tırnak sağlığını bozuyor
Gebelik döneminde tırnak sağlığı olumuz etkilenir. İncelmeler meydana gelir. Özellikle tırnak batıklarına gebelik döneminde daha sık rastlanır. Bu nedenle gebelere babet giymesi tavsiye edilmez. Tırnaklar çok derin kesilmemeli ve kenarları küt olmalıdır. Ayaklar gebelikte şiştiği ve tırnak yapısı inceldiği için daha geniş ayakkabılar tercih edilmelidir.
Varis oluşumunu önlemek için bol bol yürüyüş yapın
Hamile kadınların damar yapıları da değişir. Küçük örümcek ağı şeklinde damarlanmalar görebilir. Bunlar gebelikte artar ama sonrasında geçebilir. Ancak bacaktaki varisler çoğunlukla kalıcıdır. Hareketsizlik ve kilo alımı varis oluşumunu tetikler fakat en önemli sebep genetik yapıdır. Bu dönemde oluşan varisler lazerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Varis oluşumunu engellemek için bol bol yürüyüş yapılmalıdır.
Benlerdeki değişiklikler takip edilmeli
Hamilelik döneminde vücutta et benleri çıkabilir. Bunlar çoğunlukla kalıcıdır ama zararsızdırlar. Kötü huylu olmadıkları için gebelikten sonra dermatolog tarafından alınabilirler. Gebelerin normal benlerinde de artış ve büyüme söz konusu olabilir. Eğer bende düzenli olmayan büyüme varsa, asimetri gösteriyorsa, renkleri karmaşıksa, yapısı bozulduysa veya yeni çıkan bir ben fark edildiyse mutlaka doktora başvurulmalıdır. Genetik yatkınlığı olan kişilerde deri kanserleri benler üzerinden gelişebilir. Gebelikten önce riskli benler varsa mutlaka kontrol ettirilmelidir.
Siğil ve mantar oluşumunu önlemek için…
Gebeler, virüs ve mantarlara karşı daha hassastırlar. Mantarlar, nemli bölgeleri sevdiği için vücudu kuru tutmak önemlidir. Siğiller ise bulaşıcı viral enfeksiyonlardır. Önceden siğil varsa gebelik döneminde artış gösterebilir. Bunlar da gebelik öncesi takibe alınmalıdır. Siğiller de nemli bölgelerde ortaya çıkabildiklerinden hamile kadınlar havuz kenarı, hamam ve sauna gibi ortak kullanılan alanlarda terlik kullanmalı, kişisel hijyenlerine çok dikkat etmeli ve tenlerini mümkün olduğunca nemli zeminden uzak tutmalıdırlar.
Çatlak oluşumunu vücudun nem kapasitesi artırarak durdurun
Hamilelik döneminde deri kilo alımıyla birlikte gerilir. Çatlaklar da derinin gerilmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Sadece karın bölgesinde değil; göbek alt kısmı, göbek çevresi, koltuk altlarının içe bakan tarafları, göğüslerin dış ve iç kısımları, bel bölgelerinde çatlaklar olabilir. Kilo alımı hangi bölgede daha yoğunsa o bölgelere koruyucu krem kullanabilir. Burada da genetik yapı önemli rol oynamaktadır. Cilt çatlaklarını önlemek için bol su ve meyve tüketilerek, vücudun nem kapasitesi artırılmalıdır. Hamileliğin 4. ayına kadar organik vücut losyonları ile cildi nemlendirmek, bu dönemden sonra gda ebelere özel kozmetik ürünler kullanmak önemlidir.
The post ANNE ADAYLARI DİKKAT appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post AKNE KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post AKNE KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post SAĞLIKLI SAÇLAR İÇİN ÖNEMLİ İPUÇLARI appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>Sağlıklı Beslenme Sağlıklı Saçların Altın Kuralıdır
Öncelikle saçların kökünden beslendiği unutulmamalıdır. Dışarıdan uygulanan ürünler saçlara sağlık getirmez. Saçlar için gerekli olan vitamin ve mineraller ancak kan yolu ile saç köklerini besleyebilir.
Demir, çinko, vitamin B12, folik asit ve biotinden zengin beslenmek saç sağlığı için gereklidir. (Kırmızı et, yumurta beyazı, kurubaklagiller…)
Dengeli ve düzenli beslenmek, antioksidan yiyecekleri( sebze, meyve vb..) gerektiği kadar tüketmek, düzenli uyku ve stresten uzak durmak saç sağlığı için önemlidir. Dermatoloji uzmanına danışmadan saç sağlığı için önerilen ilaçların kullanılması doğru değildir.
Saç Boyası ve Jöle Saçların Zayıflamasına, Kırılmasına ve Matlaşmasına Neden Olabilir
Saç boyası, renk açıcılar, jöle, köpük, sprey gibi kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı saçlara zarar verebilir. Saç şekillendirici ürünler sık kullanımda ve saçtan temizlenmediğinde saçta kalıntı oluşturarak saç tellerinde zayıflama ve kırılmalara neden olabilirler.
Hergün Yıkamak Saça Zarar Verir
Saçlar gün aşırı ve ılık su ile yıkanmalıdır. Ayrıca ikisi bir arada ürünler yerine şampuan ve saç kreminin ayrı ayrı uygulanması daha doğru olacaktır. Saç kreminin saç uçlarına sürülmesi yeterlidir.
Sıcak Fön Kullanmayın
Saçların kaba ve sert bir biçimde taranması saçları yıpratabilir. Eğer kuru ve zor taranan saçlara sahipseniz durulanmayan bakım ürünlerini kullanarak saçlarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca saçlar kurutulurken ve şekillendirirken çok sıcak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
The post SAĞLIKLI SAÇLAR İÇİN ÖNEMLİ İPUÇLARI appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post SİVİLCE PROBLEMİNİZ VARSA MUTLAKA BİR UZMANA BAŞVURUN! appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>Erkeklerde Akne Problemi Daha Ağır Seyrediyor
Akne, 12-25 yaş grubunun % 85’inde görülür. Ender olarak 8 yaş civarında başlayıp, 30 yaştan sonra da devam edebilir. Erkeklerde daha sıktır ve daha ağır klinik seyir görülebilir. Hayatı tehdit eden bir durum olmamasına rağmen sosyal ve psikolojik açıdan ciddi sorunlara yol açabilir.
Akne Konusunda Bilinmesi Gerekenler
Sivilce bulaşıcı değildir.
Sivilce tedavi edilmezse veya sivilce ile oynanıp, sıkılırsa iz bırakma eğilimi artar.
Gıdaların sivilceyi şiddetlendirmede belirgin rolü bulunmamaktadır.
İlaç tedavisi kişiye göre değişir. Sivilcenin şiddeti, yerleşim yeri, kişinin cinsiyeti ve yaşına göre tedavi seçilir.
Sivilceli cildin temizliği için, düzenli olarak, günde bir veya iki sefer, derinin doğal pH’ına yakın bir temizleyici ile cilt fazla hırpalanmadan yıkanabilir. Kese gibi cildi tahriş eden sert uygulamalar artışa neden olabilir.
The post SİVİLCE PROBLEMİNİZ VARSA MUTLAKA BİR UZMANA BAŞVURUN! appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post AKNE ROZASEA appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>Özellikle yüzü etkileyen kızarma atakları, yüzeysel damarlarda belirginleşme, sivilcemsi oluşumlarla karakterize kronik bir deri hastalığıdır. Rozesea, toplumun %10’unu etkiler. Özellikle açık tenli kişilerde görülür. Rozesa’nın başlangıcı genellikle 20 ile 50 yaşlar arasındadır. Kadınlarda daha fazla görülür, ancak erkeklerde daha ağır seyredebilir.
Rozasea’nın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Birçok sebebe bağlı olarak gelişip ilerleyebilir. Damarsal aşırı reaksiyon, temas alerjilerine duyarlı hassas bir cilt, güneş ışınları, demodex diye adlandırılan bazı cilt parazitlerinin deride artışı ve genetik faktörler özellikle etkili olduğu düşünülmektedir. Rozaesa’da görülen tekrarlayan kızarma atakları, yüzeysel deri damarlarında gevşemeye neden olur. Bu durum yüzeysel kılcal damarların kalıcı olarak daha belirgin olması ile sonuçlanır.
Güneş ışınlarına maruz kalma, alkol alımı, acı baharatlı tüketimi, buhar sıcak su ile temas, kafein, stres, rüzgar bu kızarıklıkları arttırabilir. Kadınlarda adet döneminden hemen öncesinde ve gebelikte atak gelişebilir. Rozasea’sı olan hastalarda migren daha sık gözlemlenmiştir. Bu bulgularda damarsal gevşeme ve genişlemenin rozasea’daki önemini vurgulamaktadır. Yanlış kullanılan kremler ve kozmetik ürünlere bağlı hassasiyetin bu hastalarda daha fazla olduğu görülmüştür. Bahar aylarında şikayetlerin artması, beyaz tenlilerde rozasea’nın daha sık görülmesi, diğer güneş hasarı belirtilerinin eşlik etmesi, güneş ışınları ile ilişkisini desteklemektedir. Demodex dediğimiz parazitler normal ciltlerde de bulunabilmektedir. Ancak kendi yaş grupları ile karşılaştırıldığında, rozasealı hastalardan sayılarının anlamlı derecede arttığı tespit edilmiştir. Rozasea’lı hastalarda, mide rahatsızlıklarına neden olan Helicobacter pylori isimli bakterinin normalden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Hastalığı bu yönüyle de değerlendirmek önemlidir.
Rozasea tanısı için klinik özellikler yeterlidir. Akne ile klinik olarak benzetilse de, aslında çok iki hastalıktır. Rozasea’nın başlangıç evresinde, tekrarlayan kızarma atakları gözlenir. Zaman içerisinde bu ataklar kalıcı hale gelebilir. Özellikle orta yüzde kalıcı kızarıklık veya ileri yaşlarda ortaya çıkan sivilcemsi oluşumlar varsa rozasea akla gelmelidir. İlerleyen vakalarda deride kalınlaşma, kabalaşma, nodüller oluşabilir. Özellikle erkeklerde, burun derisindeki kalınlaşma, kabalaşma ve gözeneklerde genişleme ile burun büyüyebilir. Rozasea’nın diğer bir tuttuğu organ ise gözlerdir. Güneşe duyarlılık, yanma, batma, acıma kuruluk, kızarıklık ve kaşıntı yapabilir.
Rozasea tedavisinde ilk yapılacak olan, hastalığı arttırdığını bildiğimiz faktörlerden kaçınılmalıdır. Özellikle kozmetik kullanımında dikkatli olunmalıdır. Yağlı kremler, alkollü tonikler, ıslak makyaj temizleme mendilleri kullanılmamalıdır. Derini doğru bir temizleyici ile temizlenmesi çok önemlidir. Güneşten korunmalı ve güneş koruyucular yaz-kış kullanılmalıdır. Medikal tedavisinde, antibiyotik tedavisi ihtiyacı hastalığın evresine uygun olarak seçilir. Lokal olarak uygulanan tıbbi kremler ile derinin dengesi sağlanır. Tüm bu tedaviler ile rozasea hastalığı kontrol altına alınabilmektedir. Zaman zaman yeniden alevlenmeler ve ataklar gözlenebilmektedir. Tekrarlayan atakların kontrol edilmesinde ve sıklığının azaltılmasında, genişlemiş damarların lazerler ile tedavisi önemlidir.
The post AKNE ROZASEA appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post SAĞLIKLI CİLT ÖNERİLERİ appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post SAĞLIKLI CİLT ÖNERİLERİ appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post KIŞ GÜNLERİNDE CİLT BAKIMI appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post KIŞ GÜNLERİNDE CİLT BAKIMI appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post BÖLGESEL YAĞLARDAN NASIL KURTULURUZ? appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post BÖLGESEL YAĞLARDAN NASIL KURTULURUZ? appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post “BEN”LERİNİZİ ÖNEMSEYİN! appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>The post “BEN”LERİNİZİ ÖNEMSEYİN! appeared first on Lotus Dermatoloji.
]]>